Kışın Tercih Edilen Sıcak İçecekler Suyun Yerini Tutmuyor

Soğuk kış aylarında vücudun su ihtiyacının karşılanması ve susuzluk hissinin giderilmesi için sıcak içecekler daha sık tercih ediliyor. Ancak bu içeceklerin su tüketiminin yerini tutmadığını belirten uzmanlar, özellikle çay ve kahvenin içinde bulunan kafeinin vücuttan fazladan su atımına neden olduğu konusunda uyarıyor. Özellikle kışın daha sık ortaya çıkan grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklarla mücadelede artan su gereksinimini karşılamada güvenli ve sağlıklı su olarak doğal mineralli su ve doğal kaynak sularının tercih edilmesinin uygun olacağı belirtiliyor.

Yazın sıcaklarla artan su tüketimi, kış aylarında havaların soğumasının da etkisiyle ihmal edilebiliyor. Kış mevsiminde vücudun su ihtiyacının azaldığı düşünülürken, üşüme hissi nedeniyle daha çok sıcak içecekler tüketiliyor. Bunun yanlış bir yaklaşım olduğunu belirten uzmanlar ise, su ihtiyacının kışın da yaz aylarındaki gibi devam ettiğini vurguluyor. Kış aylarında vücut ısısının dengede tutmanın yanı sıra vücuttaki toksinlerin atılması, enfeksiyon hastalıklarından korunma ve metabolizmayı yeterli düzeyde tutma adına da yeterli su tüketilmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, sağlıklı, kaliteli, güvenilir ve gerekli tüm denetimlerden geçen doğal mineralli su ve doğal kaynak sularının tercih edilmesinin önemini vurguluyor.
İçilen her bir fincan çay veya kahve için fazladan bir bardak su içilmeli
Kışın fazlaca tüketilen çay ve kahvenin içinde bulundurduğu kafein nedeniyle vücuttan fazladan su atımına neden olduğunu söyleyen Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Uzmanı Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle, “Bu yüzden içilen her bir fincan kahve ve bir bardak çay için bir bardak fazladan su içilmesi yerinde olacaktır. Kahvenin yanında bir bardak su ikramı bu anlamda doğru bir gelenektir. Özellikle kışın dışarıda geçirilen zamanlarda hava soğuk olduğundan solunumla fazladan su kaybedilir, çünkü solunan havanın ısıtılması ve nemlendirilmesi gerekir. Öte yandan insanlar daha fazla kapalı sıcak iç ortamlarda bulunma eğilimindedir ve binalardaki ısıtılmış nemi az kuru hava da su kaybına yol açar. Böyle bir durumda yeterli su içilmemesi; ciltte kuruma, dudaklarda çatlama ve sindirim sorunları gibi birçok olumsuzluğu da beraberinde getirir” dedi.

Soğuk havada solunum için daha fazla su harcanır
Sıcaklıklar düştüğünde, vücudun nefes alıp vermede daha fazla sıvı kullanma durumunda kaldığının altını çizen Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle, kışın hava sıcaklığının azalmasından dolayı solunumda alınan havanın ısıtılıp nemlendirilmesi gerektiğini, bunun da fazla su tüketimiyle mümkün olabileceğini belirtti. Karagülle ayrıca, vücut ısısının dengede tutulması için yetişkin erkeklerde kış aylarında da günlük ortalama 2,5 litre, kadınlarda ise 2,2 litre suyun içilmesi gerektiği uyarısında bulundu.

“Doğal mineralli ve doğal kaynak sularının tercih edilmesi sağlık için önemli”
İçme amacıyla kullanılan sularının mutlaka ulusal ve uluslararası geçerliliği olan sağlık ve hijyen koşullarına uygun olması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Karagülle, şu ifadeleri kullandı: “Farklı yöntemlerle arıtılarak kullanılan suların tüketilmesi düşünüldüğü gibi güvenli ve sağlıklı olmayabilir. Hatta mineral eksikliği başta olmak üzere bazı sağlık sorunlarına yol açabilir. Son yıllarda ülkemizde ileri su arıtma teknolojilerine, örneğin ters ozmosa dayanan arıtma teknolojileri ile şebeke sularının ev ya da işyerlerinde arıtılıp içme suyu olarak kullanılması öne çıkıyor. Bu yöntemle arıtılarak elde edilen sular, aynı zamanda mineralleri de uzaklaştırılmış ‘demineralize’ (mineralsiz) su haline geliyor. Oysa bir içme suyunun sağlık riski taşımaması, başka bir deyişle insan sağlığına zarar vermemesi, en başta iki temel nitelik taşımasına bağlıdır. Bunlardan ilki, suyun bakteriyolojik olarak temiz yani hijyenik olması, ikincisi ise kimyasal yönden sağlıklı ve risksiz olmasıdır. Bu nedenle tüketicilerin içme suyu olarak öncelikle doğal ve dengeli mineral içeriği olan, mikrobik ve kimyasal kirleticilerden korunmuş yeraltı su kaynaklarından elde edilen, sağlık otoritelerince denetlenen güvenli ve sağlıklı koşullarda üretilip tüketime sunulan doğal mineralli ve doğal kaynak sularını tercih etmeleri, sağlıkları açısından en sağlıklı tutum olacaktır.”