AYRI DÜNYALARIN İNSANIYIZ

Bu hafta ilişkiler hakkında yazmayım diyordum olmuyor. Halbuki İstanbul’un trafik sorununa getirdiğim dahiyane çözümlerden, şehirdeki yeni trend estetikler, ve aynı insanlar için açılmış farklı mekanlardan bahsetmek istemiştim bu hafta ama gelin biz yine ‘’ilişkilerden’’ konuşalım. Ne demiş şair ‘’her şey aşktan’’ 

Şehir tepeden tırnağa yılbaşına hazırlanıyor; vitrinler, sokaklar, caddeler, meydanlar… herkes, üstümüze kara basan gibi çöken ve iliğimizi kurutan 2016 yılından kurtulmak için ‘’son sayıyor.’’  Yeni yıldan beklentiler büyük ama bu, bu yazının konusu değil. O ayrıca yazılacak olan ‘’yeni yıl’’ yazısının konusu.

Bugün beklentilerden değil, beklenmedik şeylerden bahsedeceğim. Beklenmedik bir şekilde beklenmedik şeylerle karşılaşanlardan. Gökyüzünde öyle bir açı vardı ki bu sene, şehirde salgın halinde aldatılma ve terkedilme vakaları baş gösterdi. ‘’Çok aşığım, ölüyorum’’ diye göbek atanları iki gün sonra ağlarken gördük mesela. 2016’da insanlar birbirlerinden ayrılırken eşi benzeri görülmemiş bir yöntem icat ettiler ‘’ cevap yok.’’  Büyük bir tutkuyla başlayan birliktelikler, iki taraftan birinin mesajlara cevap vermediği o an, artık aralarında bir şey kalmadığını idrak ettiler. İnsanlar birbirlerine ayrılık mesajı atmaya bile üşendi. Sonuç olarak şehirde date edilecek kimse kalmayınca el mecbur yine döndük başa ve sorduk en yakın arkadaşa  ‘’benimle çıkar mısın?’’.

Şehirde şu ara en trend olan şey ‘’arkadaşla sevgili olma kafası…’’.

İnsanların yeni insan tanımaktan fersah fersah kaçtıklarını biliyoruz artık. Çok eğlendiği, çok güldüğü ve mutlu vakit geçirdiği biriyle neden sevgili olmayayım?

Tabii ki doğru bir mantık değil bu, eğer öyle olsaydı; birlikte futbol izleyip, kusana kadar bira içen erkeklerin hepsi sevgili olurdu. Umudunu kaybeden, şehir insanı bir de bunu denemek istiyor.

Şehirdeki başka bir ilişki trendy ise ‘’adını koymak istemiyoruz…’’.

Sürekli birlikte vakit geçiren, partileyen, sex yapan hatta birlikte uyuyan ama bu duruma isim koymadan diğer adayları da elinden kaçırmak istemeyen bir ilişki durumu. ‘’açık ilişki’’ ve ‘’sex partnerliği’’ değil bu, iki taraftan birinin daha fazla aşık olduğu bir duygu durumu. 

En sık duyulanlardan biri ise ‘’ilişki içinde yalnız kaldım’’.

İnsan doğası gereği hep elinde olmayanı ister. İlişkisi olanlar yalnızlığa; yalnız olanlar ilişkiye öykünür. İlişki içinde yalnız kaldım durumu biraz garip ve çok sık karşılaşılan bir durum. İş hayatının temposundan, uzun ilişkilerin getirdiği monotonluktan ve buna benzer durumlardan, çiftlerden biri ya da ikisi kendini herkesten yalnız hissediyor. Şu sıralar Nişantaşı kafelerinde her üç masadan birinde bu konu konuşuluyor.

Örnekleri çoğaltıp canınızı daha fazla sıkmak istemiyorum. Benim kadar pozitif bir tipin neden bu denli karamsar şeyler yazdığını da asla anlamıyorum. Siz bana bakmayın, beklediğiniz her kim ise muhakkak çalacak kapınızı. Baktınız çalmıyor, açın Aşk-ı Memnu’yu ard arda 3 bölüm izleyin. Ben hep öyle yapıyorum.