Deniz Kolajeni Güzelliğin En Güçlü All-Star Ürünü Olacak!

Cildin yeniden oksijen alması ve bağlantıların onarılması için deniz kolajenine ihtiyacı var. Arkopharma tarafından geliştirilen ForDerm Forcapil Kolajen, tüm vücutta yaşlanma karşıtı etkiyi başlatır, daha da önemlisi cildin kendi kendine kolajen üretmesini destekler.

İnsan bedeninde bulunan kolajene en yakın form deniz kolajeni

Cilt yaşayan bir organdır ve kişinin yaşamı boyunca önemli değişikliklere uğrar. Yeni doğan bir bebeğin hassas cildinden, sivilceye yatkın olduğu ergenlik yıllarına ve kırışıklıklara kadar. Özellikle kırışıklıklar konusunda en önemli destek; doku ve organları birbirine bağlayan kolajendir. Fransa’da (Fransız Rivierası’nda) dünyanın fitoterapi devi Arkopharma’nın ForDerm Kolajeni, güzelliğin kurallarını değiştirmek için Türkiye’de.

ForDerm Kolajen, 40 ila 45 yaşları arasında ortaya çıkan zamanın izlerine içeriden etki eden, özel bir yaşlanma karşıtı ve parlaklık artırıcı formülasyondur. Diğer kolajenlerden farkı ise deniz kolajeni içermesidir.

Deniz kolajeni, hayvan kolajeninden farklı olarak birebir insan kolajenine benzer. Bu, vücut tarafından asimile edilmesini kolaylaştırır. Düzenli kullanıldığında cildinizin nemlendirilmesine, sıkılaşmasına ve hacminin geri kazanılmasına yardımcı olur. Etkinliği kanıtlanmış olan ForDerm kolajen, 9 gün sonra cilt üzerinde olumlu etkisini gösterir.

Formülü, sadece yüzde değil tüm vücutta genel bir yaşlanma karşıtı etki için deniz kolajeni ve kahverengi deniz yosunu özü içerir.

Bu özel kolajen, cildin yüzeyinde bulunan epidermis ile derinde bulunan hipodermis arasında bağlantıyı yeniden oluşturur cildin oksijenlenmesini sağlar. İçeriğindeki florotaninler sayesinde ise ciltteki esneklik belirgin olarak artar ve nemlenmesi içeriden desteklenmiş olur. Düzenli kullanım vücudun yeniden kendi kendine kolajen üretmesini destekler.

Deniz kolajeni somon, morina gibi deniz suyu balıklarından elde edilebilir. Amino asitler açısından çok zengin olma özelliğinin yanı sıra insan kolajenine de çok yakın olma özelliğine sahiptir. Bu yakınlık, insan vücudu tarafından optimal asimilasyona izin verir.

Yaş ilerledikçe vücuttaki kolajen düşer!

40 yaşından itibaren vücut yılda yüzde 1 daha az kolajen üretir. Kolajen seviyesi 50 yaşından sonra yüzde 25, 70 yaşından sonra ise yüzde 40’a kadar düşer.

Kolajen konsantrasyonundaki bu azalma ciltte kırışıklıkların ortaya çıkmasıyla da görülebilir. Cilt daha gevşek, daha az sıkı ve daha az elastik hale gelir: ince çizgiler ve kırışıklıklar daha kolay ortaya çıkar.

Vücut tarafından kolayca asimile edilebilecek kolajeni sağlayarak bu kolajen eksikliğini gidermek mümkündür. Kolajenin yapılandırıcı özelliği sayesinde kırışıklıklar yavaş yavaş düzelecek, cildiniz elastikiyetine ve sıkılığına kavuşacaktır.