Artisan Ceramics İle Renklerin, Çizgilerin ve Doğanın Peşinde

Geometrik formlar, çizgiler, noktalar ve renklerin harmanı, seramik sanatçısı Yasemin Uğurlu’nun kendi adını taşıyan markası Yasemin Uğurlu Artisan Ceramics’i özetliyor. Doğadan ilham alan formlara eşlik eden canlı renkler ve desenler; enerjik, dinamik ve modern bir duruş yaratıyor.

İstanbul’da doğup büyüyen Yasemin Uğurlu, Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nün ardından eğitimine San Francisco’daki Academy of Art University’de devam ederek 2012 yılında Animasyon ve Görsel Efektler Bölümü’nden mezun olmuş. Üniversite yıllarında seçmeli ders olarak tanıştığı seramik, kısa sürede onun için bir tutkuya dönüşmüş ve hayatının yönünü kökten değiştirmiş.

2020 yılında kendi atölyesini kuran Uğurlu, ağırlıklı olarak çömlekçi tornasında şekillendirdiği sofra aksesuarlarıyla, sofralara sadece işlev değil aynı zamanda sanat ve neşe katıyor. Her bir parça; elle şekillendirilmiş formları, canlı renkleri ve oyunbaz desenleriyle hem günlük kullanıma uygun hem de zamansız birer obje.

Geometrik çizgileri ve dinamik renkleri minimalist bir yaklaşımla yeniden yorumlayarak, enerjik ve modern bir estetik dil yaratan seramik sanatçısı Yasemin Uğurlu, ilhamını doğadaki renk geçişlerinden ve özellikle su altı dünyasının büyüleyici ritminden alıyor.

Yasemin Uğurlu’nun kendi adını taşıyan Yasemin Uğurlu Artisan Ceramics markasının üretim sürecini sanatçı şöyle ifade ediyor:
“Doğadaki renk kombinasyonları ve özellikle su altındaki yaşama olan hayranlığım, işlerimdeki en büyük esin kaynağım. Geometrik şekiller, çizgiler, noktalar ve hayvan desenlerini minimalist bir yaklaşımla yorumlamayı ve işlerime yansıtmayı seviyorum. Günlük yaşam içerisinde kullanılan sıradan objeleri keyifli bir hale getirmek için sürekli üretmeye devam ediyorum.”

Yasemin Uğurlu’nun koleksiyonları, her ne kadar farklı temalarla şekillense de bir araya geldiklerinde sofrada içsel bir harmoni yaratıyor. Her koleksiyon, kendi hikayesini anlatırken aynı zamanda diğer koleksiyonlarla da görsel ve işlevsel bir diyalog kuruyor. Küçük detay farklılıklarıyla her bir parça benzersizliğini korurken, bir araya geldiklerinde sofralarda dengeli bir renk paleti ve uyumlu bir bütünlük yaratıyor.