İki genç kadın mimarın hayali, bugün yaşam alanlarına karakter ve zarafet kazandıran tasarımlara dönüşüyor. Posto Studio, sınırlı sayıda üretim anlayışı, estetik duyarlılığı ve güçlü mimari birikimiyle, dekorasyon dünyasına adını yazdırıyor.


Mimarlık eğitimi sırasında tanışan Ceren Balioğlu ve Adile Atçeken’in yolları, zamanla ortak bir vizyona evrilmiş. Yeditepe Üniversitesi’nde temelleri atılan bu dostluk, yıllar içinde güçlü bir iş birliğine dönüşmüş. Tasarıma, detaylara ve estetiğe duydukları tutku, Posto Studio’nun doğuşunu müjdelemiş.
Her biri usta zanaatkarların ellerinde hayat bulan Posto Studio tasarımları, kültürel referanslar, çağdaş çizgiler ve özgün formlar arasında incelikli bir denge kuruyor. Özellikle tamamlayıcı mobilya kategorisinde yer alan parçalar, bulundukları mekana sadece işlev değil, aynı zamanda karakter katıyor.
“Pufun dünyada ‘ottoman’ ismiyle anılması, köklü kültürümüzün global tasarımla nasıl iç içe geçebileceğinin güçlü bir göstergesi,” diyerek markanın kurucuları hikayelerine değiniyor. Bu bakış açısı, markanın DNA’sını oluşturuyor: Gelenekten, geçmişten ilham al, modern bir bakışla harmanla, zamansız bir forma dönüştür.

Markanın ismi bile bu anlayışın bir yansıması. İtalyanca’da “yer” veya “mekan” anlamına gelen ‘Posto’, aynı zamanda oturulacak yer gibi daha duyusal bir anlam da taşıyor. Mimarlığın merkezinde yer alan mekan kavramı, Posto Studio‘nun tüm tasarımlarında hem başlangıç noktası hem de varış noktası oluyor.
Sloganları “We Create Feelings; Feelings Create Your Space” bu yaklaşımı bir cümlede özetliyor. Onlara göre tasarım, yalnızca bir objeyi değil, bir hissi de inşa etmek demek. Küçük dokunuşlarla bile büyük farklar yaratılabileceğine inanan ekip, her ürünü bu felsefeyle şekillendiriyor.
El İşçiliğiyle Sınırlı Sayıda Üretilen Parçalar
Posto Studio’yu benzerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri, ürünlerin sınırlı sayıda ve tamamen el işçiliğiyle üretilmesi. Türkiye’nin dört bir yanındaki zanaatkarlarla yürütülen bu süreç, her parçaya ayrı bir ruh kazandırıyor. Her bir tasarım. özgün, karakter sahibi ve hikayesi olan bir objeye dönüşüyor.

Koleksiyonda yer alan parçalar ilk bakışta tamamlayıcı mobilyalar gibi görünse de, Posto Studio için her biri birer odak noktası niteliğinde. Seçilen kumaşlardan dikiş detaylarına, renk uyumundan oranlara kadar her unsur, mekana özel bir atmosfer yaratmayı hedefliyor.
Aynı zamanda sürdürülebilirliğe de güçlü bir vurgu yapan Posto Studio, doğa dostu malzemeler, uzun ömürlü tasarımlar ve yerel üreticilerle yürütülen iş birlikleriyle, geleceğe bırakmak istediği tasarım mirasının temel taşlarını oluşturuyor.
Posto Studio’nun arkasında yer alan ekip yalnızca tasarımcı değil, aynı zamanda aktif olarak mimari projelere de imza atıyor. Bu çift yönlü çalışma sistemi, estetik ile işlevselliği her projede buluşturuyor. Böylece marka, sadece mekanlara değil, o mekanlarda yaşayan insanlara da dokunan bütünsel bir deneyim sunuyor.


Yolculuk Yeni Başlıyor
Posto Studio’nun yaratıcı yolculuğu sadece tamamlayıcı mobilyalarla sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Bugüne dek tasarımlarıyla birçok yaşam alanına imza atan Posto Studio, artık rotasını uluslararası sahneye çeviriyor. Önümüzdeki dönemde global tasarım fuarlarında yer alarak Türk tasarımını dünyaya tanıtmayı planlayan marka, yeni koleksiyonlarla ürün yelpazesini de genişletmeye hazırlanıyor. Marka, önümüzdeki dönemde daha büyük ölçekli mobilya tasarımlarını da koleksiyonuna eklemeye hazırlanıyor. Bu yeni adım, Posto Studio’nun yaşam alanlarını bütünsel bir yaklaşımla ele alma vizyonunu daha da pekiştiriyor. Form, malzeme ve işçilikte aynı özgün çizgiyi koruyarak, farklı ihtiyaçlara cevap veren, zamansız ve estetik parçalar sunmayı hedefliyorlar.